Kimdir bu ŞeBHîZ

Fotoğrafım
Hasret olduğu manaya hayatını hasretme gayretinde olup, Kur'an mektebine girme amacında bir talib'im... "Talip olunan değer ne kadar büyükse, tabi tutulan imtihanlarda o kadar büyük olur" hakikatini aklından çıkarmaması gereken bir talib...

15 Ağustos 2011 Pazartesi



Dünya bir oyun bahçesi, bunu çocuklar biliyor ama biz büyüyünce unutuyoruz. 

(Yes Man)

Yarım Kalp




"Yarısı Allah'ın, yarısı da dünyanın olacak şekilde yarım kalple yaşayamam ben"

(Seyyid Kutub)

7 Ağustos 2011 Pazar

Oruç/ Sezai Karakoç



Bir kuşluk gibi, ağaçların arasından, kuş seslerinin marul içi tazeliğindeki bebeksi sevinçlerin içinden güneş neşesinin yürüyerek insanları kuşatası gibi gelen Oruçtur.

Yüzünde nur, elinde Kur'an, dudaklarında salavat, yüreğinde Yaradan sevgisi ve korkusu, hayalinde ideal İslam yurdu, kafasında gerçekçi gurursuz akıl, ruhunda ve vücudunda namaz, mü'min ve Müslüman aydır bu gelen; Oruç ayı.

Dini yaşayışın en somut hali Oruçladır. Deniz balık için ne kadar canlı ve kaçınılmazsa ve onu ne kadar içine almış kuşatmışsa, dinin insanı zaptetmesi, insanın tabiatüstüyle reel bağlantı kurması onunladır.

Hayvandan meleğe doğru, yolculuk; içteki karanlıkların eriyişi, yerini metafizik ışıkların alması Oruçla...

Gerçek gün doğuşu, gerçek kuşluk; gerçek öğle; gerçek ikindi; gerçek akşamk ve gün batışı, gerçek gece ve yatsı, Oruçla.

Gerçek zaman oruçladır
Orucu, Oruca, Oruçta ve Oruçtandır.

Küfrün sığınacak delik araması oruçtansa, mü'minin, dalgaların med günü kıyılara koşuşu gibi koşuşu Orucadır.

Güneş bir dağın yarığından çıkarken, bir gül açılırken, bir çocuk, okula başladığı an; bir insan şehit olduğu vakit; su kaynağından çıkarken neyse mü'min de Oruçta o.

O, Ramazan'ın birinci günü Orucu içine ekmiştir. Üçüncü gün Oruç yeryüzüne çıkar, onuncu gün kök ve göğdelidir. O beşinci gün dallar sürer, yirminci gün yapraklar açar; yirmi beşinci gün çiçek, çiçek, çiçek... Son gün: dalları bastı kiraz. Ulu ve yüce bir ağaçtır artık inanç insanda. Kök en derinde; yemiş, nur olarak yüzdedir.

İşte bunun için müslümanı ilk bakışta tanırsınız.

Oruç, öyle bir ruh kalıbıdır ki, her gün, ortalığın ilk ağardığı vakitten bir karardığı vakte kadar, içimizi oraya yerleştiririz; orada ruh bir biçim alacak; bir öz kazanacak, billurlaşacak; yıkanacak, canlanacaktır. Gece dinlenecek; bir gün sonra yine aynı çerçeveye girecek; böyle böyle; bir ay sonunda yepyeni ve taptaze bir insan yüreği, ruhu ve vücudu olacaktır mü'minin yüreği, ruhu ve vücudu.

Oruç, insanın katıldığı, her yıl bir ay katıldığı bir ruh şölenidir.

Üstün insanların davetlisi olduğu bir tabiatüstü bir gök sofrasıdır.

Ya Rab,Kabım küçük dolmuyor içine deniz




















Mahzenlerdeyim şeb-i yeldaya uyanan!.
Kalmadı dizlerimde derman..
Ya Rab,Kabım küçük dolmuyor içine deniz.
Yüzüme har vuruyor,Kalbim dünyanın etrafını dönmekten bitab.
Aklım yetmiyor,Renkler tarumar,Basiretim bizar..

Yine Mahzenlere kilitlendim...
Bağlandı ellerim..Zayıf düştü ferasetim,
Kalbimin ayağına bağladım Dua mektubumu,Göğe savurdum,
o son umudumu...İcabet eyle ne olur.
Koyma beni kuyularda...



Gök Sofrası; Ramazan


RAMAZAN tabirinin,
“yeryüzünü güz mevsiminin evvelinde tozdan temizleyen yağmur”  manasına gelen ‘Ramdâ’ kelimesinden ya da “şiddetli sıcaklıktan taşların yanması” anlamına gelen ‘Ramad’ kelimesinden geldiğine dair görüşler vardır. 




Efendimiz (S.A.V), “Bu aya Ramazan isminin verilmesi günahları yaktığı içindir”(İbn Kudâme, el- Muğnî, IV, 324) buyurmuştur.



Ramazan dökülen kişiliklere restorasyon…

Donuklaşan zihinlere reform…

Köhneyen kimliklere revizyon…

Dağılan dünyamıza rektefe demektir…

Oruç; duran hafızaya derman, çöken iradeye güç kaynağıdır…


Yorduğumuz, yıprattığımız, yaraladığımız yanlarımıza tadilat, tamirat, tedavi, Günahlarla malul ömrümüzü imar zamanıdır… 

Herkes kendi Ramazan’ını yaşar… Ve herkesin nasibi farklıdır… Kimileri için fuar, festival, panayır olan Ramazan, kimileri için ise feyz-ü necattır…

Kimilerinin niyeti; diyet, ticaret ve ranttır… Kimilerinin nasibi cennettir…
 



HaYDiN!

Tam bir ay “hızlandırılmış bir eğitim”le gökyüzü öğrenciliğimizi tamamlama yoluna gidelim…